12 Ocak 2013 Cumartesi

Vizesiz Seyahat Rehberi Balkan Ülkeleri / Hırvatistan - Zagreb



ZAGREB

Dört mevsimin yaşandığı Zagreb,iki bölümden oluşuyor: Gornji grad ve Donji grad. 
Kent, karşı karşıya iki tepe üzerinde yer alan Kaptol ve Gradec kasabalarının birleşmesi ile oluşmuş ve bu ikisi, ''yukarı şehir'' anlamına gelen Gorjni Grad adıyla anılıyor. Bu tepelerin eteklerinde ise “aşağı şehir” var, yani Donji Grad.

Tarihi mimarinin korunduğu,geçmişin izlerini taşıyan ;caddeler, sokaklar, meydanları ve yapılarıyla sizi adeta büyüleyebilcek bir şehir.

TRG BANA JELACİCA

Kentin merkezi, adını Hırvatistan haklarının savunucusu  Ban Josip Jelacic'den alır ve anısına meydanda, at üstünde bir heykeli bulunur.


Ban Josip Jelacic anıtı

MANDUSEVAC FOUNTAİN

Heykelin sol taraında ise, havuza akan çeşme vardır. Mandusevac Fountain. 

Kasaba yetkilileri ticaret ve üretimi teşvik etmek için duvarları ve surları terk etmenin gerekli olduğunu düşünürler ve aşağıdaki ovaları kamulaştırmaya karar verirler.Böylece 1641 yılı Zagrep için dönüm noktası olmuştur. Gradec ve Kaptol'ün, geleceğin  ticaret merkezi olmasının temeli Ban Jelacic Meydanı ile sağlanmış oldu.Alan iki nedenden dolayı seçildi; öncelikle hem Eski Şehir'e yakındı hem de dönemin içme suyunu karşılayan çeşmeye,yani Mandusevac Fountain'e yakındı.



ST.STEPHEN KATEDRALİ
Şehrin en önemli sembollerinden olan St.Stephen Katedrali'nin yapımı 1093 yılına dayanırsa da savaş tehditleri nedeniyle 15.yy'ın sonunda güney tarafına gözetleme kulesi dikildi.Bu kule Osmanlı tehdidine karşı bir gözlem noktası olarak kullanıldı.
1880 Zagreb depremiyle Katedral ciddi hasar gördü.Hermann Bolle önderliğinde bugünkü Neo-gotik tarzı formuna kavuşturulmuştur.

St. Stephen Katedrali

Süslü ana giriş
Doğu görünümü
Alojzije Stepinac'ı Lahiti

ST.MARK KİLİSESİ




Güney Girişi

13.yy'da inşa edilen kilisenin,Güney girişinde orjinal gotik heykeller kullanılmıştır.Dolayısıyla bölgedeki en özgün yapılardan biridir.Seramiklerle kaplı kilisenin çatısında iki arma yer alıyor.


Bunlardan sağdaki Zagreb şehrini; diğeri ise Hırvatistan,Slovenya ve Dalmaçya üçlü krallığını temsil eden  iki 
sembol.Renkli,ilgi çekici ve çok güzel gerçekten.

LOTRSCAK KULA


Tarihi Şehre yükseklerden bakmak istersek eğer, Lotrscak Kulesi 'ne çıkmamız gerekecek.Buraya finüküler yada yürüyerek de çıkabilirmişiz.Hırsızların gözlenmesi için yapılan kulenin içinde sanat galerisi ve hediyelik eşya dükkanı da bulunuyormuş.Gittiğimizde, yanımıza bir hatıra almadan da dönmek olmaz!


Lotrscak Kula

MAKSİMİR PARKI
Yorulursak eğer, Maksimir Parkında dinlenelim... 
 Parkta,Anton Dominik Fernkorn’un;ejderha öldürme sahnesini betimleyen,1853 yılında yapılan temsili bir heykel de var.Ayrıca Avrupa'nın,en büyük doğal parklardan biri olan Maksimir Parkı'nda 85 yıllık bir de hayvanat bahçesi bulunuyor.Bu bilgilerin dışında Maksimir Parkı, o kadar büyüleyici ki dinlenmenin dışında sizi huzura kavuşturacak,büyüleyici bir güzelliği var.





Şehirden uzakta,kafa dinlemek için ,biraz sakinleşebilmek ve enerji toplayıp yola devam etmek için bir günümü bu parka ayırabilirim.
Gözlerimi büyüleyen renkler, yaprakların taze kokusu, ruhuma bahşettiği huzur...


Tarihi şehirde müzeleri,galerileri,tiyatrosu;caddeleri ve sokaklarıyla gezilecek daha birçok yeri var.Tur şirketleriyle anlaşmalı gidiyorsak gerekli bilgileri mutlaka gitmeden önce edinerek ya da  bağımsız gidiyorsak şehrin tarihi hakkında mutlaka bi yazılı rehberin,gezi boyunca bize çok yardımı dokunur.Bilmeden gezmek çok yavan olur,zevk vermez.Şehrin tarihini neler geçirdiğini bilirsek gezimiz daha büyüleyici ve anlamlı olur.Salt gezmenin insana çok fazla bir şey katacağını düşünmüyorum.
Dünya kocaman ve sadece küçük bölgeyi zapt edip,orada sıkışıp kalmak zaman zaman çoğu insanı sıkar ve gitmek ister.Ancak bu yolculuk dediğim gibi salt bir gezi olmamalı insanı ufkunu genişletmeli. Her şey için.İnsanları anlamak,farklı insanları kültürleri tanımak...Birçok şeye dayandırılabilir.
Çok şey var...
Ama
Beyhude gezmek olamamalı
amaç.

Öyle işte...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder