HIRVATİSTAN
Avrupada,Orta Avrupa,Balkanlar ve Akdeniz'in kesişme noktasında bulunan Hırvatistan, tarih boyunca Doğu-Batı arasında daha sonra da Ortodoks ile Katolik Kilisesi arasında kalmış.Birçok kültürün izlerini taşıyan Hırvatistan da Venedik mimarisi oldukça dikkat çekicidir.
Son olarak 1991-1995 yılları arasında geçen iç savaş döneminden sonra Hırvatistan bağımsızlığını ilan eder.Hırvat kaynaklarında Domovinski rat (Anavatan Savaşı) olarak adlandırılan bu savaş Sırp kaynaklarında genellikle Rat u Hrvatskoj (Hırvatistan Savaşı) olarak geçer.
Ülkede 1185 tane ada mevcut ve bunların 60'tan fazlasında insanlar ikamet ediyor.
DUBROVNİK
Dubrovnik dünyanın en iyi 10 ortaçağ duvarlı şehirleri arasındadır.
Surlarla çevrili şehir ,tarihi eserler çok iyi muhafaza edilmiş, özellikle Hırvatistan'ın bağımsızlık savaşında Sırplarla yapılan iç savaşta oldukça hasar gören şehir,UNESCO'nun da yardımları ile 2005 yılında büyük ölçüde onarıldı.
Hırvatistan'ın Adriyatik Denizi sahilinde bulunan, Orta Çağdan kalma tarihi eserleri ile ünlü şehri.
Stradun Caddesi
Bu cadde denize kadar uzanıyor ve sonunda da eski liman var.
Pile Kapısı hakkında kısaca:Eski şehrin ana giriş kapısı. Her türlü şehir gezisi için hareket noktası burası. Kapı üzerinde Efsaneye göre Dubrovniklileri, bir papazın rüyasına girip, Venedik istilası konusunda uyararak kurtaran ve bunun sonucunda şehrin koruyucu azizi ilan edilen Aziz Blaise’nin heykeli yer alıyor. Pile Kapısı Dubrovnik gezilecek yerler listesinin ilk sırasında bulunan Stradun Caddesi’ne açılıyor.
Pile Girişi
Cadde,Stari Gradi'ı(Eski Şehir)tam ikiye böler.Stari Grad'ın Pile girişinden girildiğinde,ilk göze çarpan İtalyan mimarisi ve temiz,geniş bir cadde olur.
Cadde boyunca karşılıklı , Gotik ve Barok tarzı, bir örnek yapılar mevcut.
Gündüzleri daha da kalabalıklaşan caddede, daha rahat gezebileceğiniz akşam ve sabah saatlerini tercih edebilirsiniz.
Pile kapısından girince hemen solda karşınıza Francıscan manastırı çıkıyor.
Francıscan Manastırı
Francıscan Manastırı; Old Town'un en önemli yerlerinden biri.Pile girişinin hemen yakınında soldadır.Karşısında büyük ünlü Onofrio Çeşmesi vardır.Manastırın bu kadar önemli olmasının nedeni,içinde dünyanın 14. yy'dan kalma ilk eczanesi yer alıyor.Yapımına 1317 yılında başlanan manastırın inşası tam 100 yıl sürmüş.
Çan Kulesi
Caddenin sonuna yürüyerek Loggia meydanına ulaşıyoruz. Meydanda öne çıkan yapılardan birisi saat kulesi . Kulenin hemen yanında bulunan 4 adet çan. Bu 4 çanın çalınması ile şehrin tehdit altında olduğu halka duyuruluyormuş.Meydanın tam ortasında ise 1418 yılında yapılan Orlanda sütünu mevcut. Şehrin özgürlüğüne kavuşmasında kahramanlıklar gösteren Orlanda için yapılmış.
Sponza Sarayı ise, Loggia meydanının kuzey kısmında, St Blaise’in karşısında.
Büyük Onofrio Çeşmesi
Loggia Meydanı, merkezinde Carolus Magnus’un yeğeni Roland’ın heykeli var (1417). Loggia, çok ilginç binalarla çevrili sevimli bir meydan ve hemen doğusunda saat kulesi var. Onun yakınında da Onofrio çeşmesi. Pile Kapısı girişinde bulunan Büyük Onofrio Çeşmesi ve Ploce Kapı girişinde bulunan Küçük Onofrio Çeşmesi olmak üzere 2 adettir. Özellikle Büyük Onofrio Çeşmesi şehrin en önemli simgelerinden biridir. Çeşmeler ünlü İtalyan Mimar Onofrio de La Cava tarafından şehre temiz su getirmek amacı ile 1438 – 1444 yılları arasında yapılmıştır. Büyük olanın 16 bölmesi var. Her bölmede rölyefler mevcut. Veba salgını olduğu dönemlerde şehre girmek isteyen herkes bu çeşmelerde yıkanmak zorundaymış
Saint Blaise Klisesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder